Türkiye'de Yeni, Toplumcu, Demokratik Belediyecilik
1973 - 1980 Selahattin Yıldırım Scala Yayıncılık
Kitap Açıklaması
1973-80 Türkiye Demokratik ya da Toplumcu Belediyecilik hareketini, bu oluşumun kendi dönemi içinde ve daha sonra 1980’li, 1990’lı ve 2000’li yıllarda değerlendirme ve niteleme çabaları olmuştur.
Bunlar arasında, özetle, bu hareketi şu tür tanımlama yaklaşımlarına rastlıyoruz:
• Bir “uzmanlar girişimi”;
• “Kentleşme uzmanlarının katkılarıyla ortaya çıkan” bir çaba;
• “Demokratik talepleri seslendirici, kitlelerin demokratik özlemlerine yanıt verici” bir girişim;
• “Spontane bir hareket”;
• “Birçok toplumsal ve siyasal olayın bileşkesi, bazen de bu olay ve gelişmelere tepki bir akım”;
• “Karşı hegemonik bir kentsel politikanın bileşeni”;
• “Yerel yönetimin özerkliği yönünde bir talep ortaya çıkartıcı” bir girişim;
• “Kentsel emekçi sınıfların toplumsal bir özne olarak ortaya çıkmasına katkıda bulunucu” bir hareket;
• “Sosyalistlerin belleğinde olumlu izler oluşturucu” bir girişim;
• “Politika dışı bir kurum sayılan yerel yönetim erkinin algılanışını siyasallaştırıcı” bir yaklaşım;
• “Belediyeleri etkin, yetkili ve görece özerk siyaset iktidar alanı olma konumuna yaklaştırıcı” bir akım;
• “Konvansiyonel, üsttenci liderlik yerine, demokrat, paylaşmacı bir liderlik anlayışı” oluşturucu bir çaba;
• “Kamusal değerleri, kullanım hakkını ve toplum yararı ve refahını savunan” bir anlayış;
• “Yoksulluk, gelir eşitsizliklerini giderici, kentsel rantların tekrar topluma kazandırılmasına odaklı ve yerel demokrasinin geliştirilmesini amaçlayan” bir hareket...
Ben, izleyen bölümde, belirli bir ayrıntı içinde yer alan, 1990’lı yılların başında yaptığım değerlendirmede bu belediyecilik hareketinin: “dönüşümcü, alternatif hegemonya arayışçı, deneme / sınamacı, sezgiselci, gündem belirleyici, yenilikçi, dünyaya açılmacı, farklı bir hukuk yorumu izleyici, bütüncül yaklaşımcı, yeni bir siyaset insanı ve anlayışı oluşturucu” ve benzeri boyutlarına vurgu yapmaya çalıştım.
Bugün, bu Belediyecilik Hareketi'nin, yukarıdaki değerlendirmeleri de göz önüne alarak, “Kentsel Politiko-Sosyal bir Hareket” olarak tanımlanabileceği düşüncesindeyim. Diğer bir deyişle bu hareket; kentsel düzen ya da güç dengeleri içinde -giderek de ülkesel boyutlara ulaşmayı hedefleyen- belirli yapısal değişimler, güçlü etkiler yaratmaya yönelik, düşünsel, siyasal, toplumsal ve mekânsal -başarılı ya da başarısız- pratikler bütünüydü.