21 Mart 2025

Levent Gürses - İmamoğlu’nun tutuklanması piyasaları altüst etti, hedefler tutmayabilir, fatura ücretlilere…

levent-gurses-imamoglunun-tutuklanmasi-piyasalari-altust-etti

İmamoğlu’nun tutuklanması piyasaları altüst etti, hedefler tutmayabilir, fatura ücretlilere…

Levent Gürses

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 106 kişi hakkında gözaltı kararı verilmesi piyasaları altüst etti. Döviz fiyatları uçuşa geçti, Borsa İstanbul çakıldı, dövize bağlı olan altın fiyatları da yeni rekorlar kırdı.

ABD Doları, 19 Mart Çarşamba sabahı 36,75 lira seviyesindeyken, tutuklama haberiyle birlikte açılıştan bir saat sonra tarihi bir rekor olan 41,21 liraya çıktı. Dolar kuru daha sonra Merkez Bankası’nın döviz satarak müdahalesiyle gevşedi ve günü yüzde 3,59 yükselişle 37,99 liradan kapattı.

Euro da aynı şekilde, tarihi bir rekora ulaştı, 40,15 lira seviyesinden güne başlayan ancak tutuklama haberiyle hızla 44,86 liraya kadar çıkan Euro/TL kuru, günü 41,28(den kapattı. Perşembe günü dolar 38 lira ve Euro da 41 lira seviyesinden kapandı.

İki gündeki yüzde 4 artışla dolardaki son bir yıldaki yükseliş yüzde 18,6 oldu.

BORSADA MİLYARLARCA DOLAR BUHARLAŞTI

Borsa İstanbul’da ise Perşembe çok sert düşüş yaşandı. Yoğun satışlar nedeniyle gün içinde iki kez devre kesiciler uygulamaya alındı, işlemlere ara verildi. Güne 10.802 puandan başlayan BİST 100 endeksi bir anda 10.060 puana düştü. Satışlar gün içinde de sürdü, endeks 10 binin altına indi ve 9.806 puana kadar düştü. Günü yüzde 8,72 kayıpla 9.860 puandan kapattı. Perşembe günü daha sakindi, BİST 100 endeksi yüzde 0,5 düşüşle 9.810 puana indi.

Mart’a yükselişle başlayan borsa, tekrar Şubat sonundaki seviyesine gerilerken, İmamoğlu ve 106 kişi hakkında gözaltı kararı verilmesi Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin 37 milyar dolar değer kaybetmesine neden oldu.

Altın da iki gündür rekor tazeledi ve 4 bin liranın üzerini gören gram altın Perşembe günü 3.713 lira civarına oturdu.

TCMB GECELİK BORÇ VERME FAİZ ORANINI YÜZDE 46’YA ÇIKARDI

Merkez Bankası ise, geleceğe dair belirsizliğin artması ve güven ortamının zedelenmesiyle vurgun yiyen piyasayı frenlemeye çalışıyor. Çarşamba günü 10 milyar dolar döviz satışı yapan TCMB, Perşembe günü de ilk adım olarak, doğrudan döviz satımına gitmeden kur riskini yönetmek isteyen yatırımcılara TL uzlaşmalı vadeli döviz satım ihaleleri açılacağı açıklandı.

Ardından, politika faizinde değişiklik yapmadan gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’ya yükseltti. Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 42,5’te sabit tuttu. Ayrıca, likidite koşullarını sıkılaştırmak amacıyla bir süreliğine haftalık repo ihalelerine ara verildiği duyuruldu.

TCMB’den yapılan açıklamada Para Politikası Kurulu’nun ‘enflasyon’ riskini değerlendirdiği ve ‘sıkı parasal duruşu destekleyici tedbirler’ kapsamında bu kararı aldığı vurgulandı. Açıklamada ayrıca gerekli görülmesi halinde ek önlemlerin alınacağı kaydedildi.

“NİSAN’DA FAİZ İNDİRİM BEKLENTİSİ MUHTEMELEN ORTADAN KALKTI”

Merkez Bankası, döviz fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak enflasyondaki düşüş trendinde belirgin bir bozulma durumuna karşı ilk önlemini aldı. Enflasyonda yükseliş trendinin güçlenmesi halinde halen devam eden politika faizindeki indirimler bir süreliğine duraklayabilir. Nitekim Hakan Kara gibi ekonomistler, “Bu karardan sonra Nisan’da faiz indirim beklentisi de muhtemelen ortadan kalkacaktır” yorumunu yaptılar.

Merkez Bankası’nın bu hamlesi ayrıca, “Siyasi arenada gelecek yeni olumsuz haberlerin yaratacağı sert hareketlerin önü alınmak isteniyor” şeklinde yorumlandı.

TÜRKİYE’NİN RİSK PRİMİ BEŞ AYIN EN YÜKSEĞİNE ÇIKTI

Piyasalardaki altüst oluş, Türkiye’nin ekonomik risk algısını doğrudan etkiledi. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS)-bir ülkenin borcunu geri ödeyememe riskine karşı yatırımcıların ödemek zorunda olduğu sigorta maliyeti- Perşembe günü 279 baz puana yükselerek son beş ayın en yüksek seviyesine ulaştı.

CDS primindeki bu artış, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 106 kişi hakkında gözaltı kararı alınmasının ardından gerçekleşti. Türkiye’nin CDS primi, Aralık 2024’te 249,8 seviyesine kadar gerilemişti. Siyasi gerilimin artması, belirsizlikler ve güven ortamındaki zayıflama ile birlikte CDS priminde yeniden yükseliş yaşandı.

CDS primindeki artış, Türkiye’nin dış borçlanma maliyetlerinin yükselmesine neden olabilir. Ayrıca, Türkiye’nin kredi notunu ve yatırım çekme kapasitesini de etkileyebilir. Siyasi tansiyonun daha da yükselmesi risk priminde yeni artışlara neden olabilir.

“YABANCININ TL POZİSYONLARI BİR GÜNDE ÜÇTE BİR AZALDI”

Diğer yandan yabancı yatırımcılar, risklerini sınırlandırmak amacıyla kısa vadeli Türk Lirası swap pozisyonlarını kapatarak piyasadan çekildi. Cnbce kanalı Londra muhabiri Berfu Güven, gelişmeleri şöyle yorumladı:

“Yabancının kısa vadeli TL pozisyonlarını bugün (19 Mart) üçte bir azalttığı belirtiliyor. Burada aktarılan hesaplara göre, ‘Döviz hesaplarının toplam mevduat içindeki oranında 5 puanlık artış yaklaşık 20 milyar dolar döviz talebi yaratıyor’. Yabancının gözü yerli yatırımcının tavrı ve algısında...”

YABANCI BANKALAR TAHMİNLERİNİ DEĞİŞTİRİYOR

İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra yabancı bankalar Türkiye tahminlerini değiştiriyor. JP Morgan’ın “İstanbul Belediye Başkanı’nın Gözaltına Alınmasının Piyasalara Etkisi” başlıklı raporunda, 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ana adayı olarak gösterilen İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının siyasi tansiyonu artırabileceği, yerel piyasalarda dalgalanmalara yol açabileceği vurgulanarak, döviz kuru riskleri ve siyasi gelişmelerin, dolarizasyon eğilimini körükleyebileceği ve sermaye çıkışlarını hızlandırabileceği uyarısında bulundu.

JP Morgan, Türkiye’nin 2025 yılsonu enflasyon tahminini yüzde 27,2’den yüzde 29,5’e revize etti. Bu artışta, döviz kuru geçişkenliğinin ve Ramazan ayında yaşanan gıda fiyatları artışlarının etkisi olduğu belirtiliyor. Merkez Bankası’nın, Mart ve Nisan aylarında faiz oranlarında daha az indirim yapması, enflasyonu kontrol altına alma çabalarına ilişkin daha temkinli bir yaklaşım sergilenmesine yol açacak.

HSBC’nin Türkiye raporuna göre ise, İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası artan siyasi belirsizlik, dolarizasyon eğilimini hızlandırdı ve USD/TL kurunda yukarı yönlü riskleri artırdı. HSBC, USD/TL kuru için yılsonu tahminini 40 olarak koruyor. Ancak mevcut TL zayıflığı ve artan dolarizasyon eğilimi nedeniyle yılsonu için 41-43 bandında yukarı yönlü risklerin bulunduğu belirtiliyor.

MORGAN STANLEY BORSA İSTANBUL’DAN ÇEKİLDİ

Uzun yıllardır Türkiye piyasasında faaliyet gösteren Morgan Stanley, İstanbul Borsası’ndan çekildi. Borsa İstanbul, 19 Mart’ta Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada Morgan Stanley Menkul Değerler’in üyelikten çıkarıldığını duyurdu. Borsa İstanbul Yönetim Kurulu’nun 12 Mart 2025 tarihli kararı doğrultusunda Morgan Stanley’in Borsa İstanbul üyeliğinin sonlandırıldığı ifade edildi.

“POLİTİK ŞOKUN FİNANSALDAN ÇOK REEL ÜRETİMİ ETKİLERİ OLACAKTIR”

Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ensar Yılmaz, gelişmeleri ve geleceğe dair beklentileri en iyi değerlendiren ekonomistler arasındaydı. Prof. DR. Yılmaz, X hesabından madde madde şu değerlendirmeyi yaptı:

“Son politik şokun (E. İmamoğlu olayı) iktisadi etkileri şunlara bağlı olur diye düşünüyorum:

 1- Olayın etkileri iktisatçıların sevdiği tabirle ‘dışsal politik şok’un kalıcı mı geçici mi olması ile ilişkili, kalıcı bir etkisinin olacağı açık, dolayısıyla etkileri zamana yayılır.

2- Politik belirsizlik iktisadi belirsizliği artırıyor, bu çifte belirsizlik altında aktörlerin iktisadi davranışları şekillenecektir.

3- Politik belirsizlik beklentileri ve dolayısıyla fiyatlama davranışlarını etkiler.

4- Döviz kurunda ani yükseliş ve hareketliliğin fiyatlara etkisi olacaktır, ilerleyen dönemde döviz kuru kontrol edilse bile (edilebilir), artan risk algısı fiyatlama davranışını etkiler fiyatlara ilave politik risk primi eklenir.

5- Sermayenin kendini daha az güvencede hissedeceği açık, sermaye kaçışına ve yatırım kararlarına negatif etkisi olur.

6- Sermaye çıkışlarının zamana yayılacağını düşünüyorum ve sermaye girişi için de iki kere düşünülecektir.

7- İnsanlar için döviz talebi artık daha fazla masada, bunu engellemenin yolu faiz artışı olabilir ama iktidar buna izin vermeyecektir.

8- Yük yine emeğin sırtına kalacak gibi, çünkü sermaye gibi kendini koruma araçları yok, işsiz kalmamak tek tesellileri olur.

9- Büyük oranda faiz-döviz kuru üzerine dayalı iktisadi programın zemini de zayıflıyor, fiyatlama ve sermayenin davranışı yapısal olarak daha fazla kontrol dışına çıkıyor.

10- Bu politik şokun burada da kalacağını düşünmüyorum, ilerleyen zamanda daha sert ve keskin bir politik ortamı oluşacağını, bu yüzden bu ortamın finansaldan çok reel üretime etkileri olacağını bekliyorum.”

“NE KUR HEDEFİ KALDI, NE ENFLASYON, FATURA ÜCRETLİLERE”

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden Prof. Dr. Murat Birdal da son durumu, “Halkın iradesine çökmekle kalmadılar, yaptıkları hukuksuzluğun ekonomik bedelini de halka ödetiyorlar. Bu saatten sonra ne kur hedefi kaldı, ne enflasyon hedefi. Ücretli çalışanlar geri kalan üç çeyrek boyunca ücretlerinin hızla eridiğini görecekler” diye yorumladı.

ATIL İŞGÜCÜ ORANI 2024’TE  YÜZDE 26,7 İLE REKOR DÜZEYE ÇIKTI

İstihdam piyasasında son 10 yılın en yüksek atıl işgücü oranına erişildi, çoğu işyerinin kapandığı Covid 19 salgını döneminde bile bu kadar yüksek oran söz konusu olmamıştı. TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre, zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 yılında bir önceki yıla göre 3,9 puan artarak yüzde 26,7 seviyesine yükseldi. 2023’te bu oran yüzde 23,8’di. Geniş tanımlı işsizlik bir yılda 2 milyon kişi arttı. 2023’te 8,7 milyon olan yıllık ortalama geniş tanımlı işsiz sayısı 2024’te 10,7 milyon oldu.

İstihdam piyasasında bir başka olumsuz tablo gençlerle ilgili... 15-24 yaş arası gençlerin dörtte biri (2,7 milyon genç) ne eğitimde ne istihdamda. 15-24 yaş grubundaki genç nüfusta işsizlik oranı, 2024 yılında 1,1 puanlık azalışla yüzde 16,3 seviyesine indi. Bu oran erkeklerde yüzde 13,1, kadınlarda yüzde 22,3 olarak hesaplandı.

OECD’YE GÖRE ENFLASYONDA ARJANTİN’İ GEÇİYORUZ

OECD’ye göre, bu yılsonunda enflasyonda Arjantin’i geçiyoruz. OECD’nin tahminlerine göre Türkiye’de yılsonu enflasyon yüzde 31,4 ile Arjantin’in üzerinde olacak. OECD, Arjantin’de bu yılsonu enflasyonunu yüzde 28,4 olarak öngördü.

Ancak, 2026’da ise yeniden Türkiye’yi geçecek. 2026’da Arjantin’de enflasyon 24,8, Türkiye’de ise yüzde 17,3 olacak. OECD, Türkiye’nin 2025 yılı için büyüme tahminini yüzde 3,1’e çıkarırken, Türkiye 2024’ün son çeyreğinde G20’nin en hızlı büyüyen ekonomisi oldu.

TCMB: KISA VADELİ DIŞ BORÇ 224 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ

TCMB verilerine göre, Türkiye’nin vadesine 1 yıl veya daha az kalmış kısa vadeli dış borç stoku, Ocak ayında 224,3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, bir önceki aya göre yüzde 0,9’luk bir artışa işaret ediyor.

Bankaların yurt dışı kaynaklı kredi kullanımı ise yüzde 18,8 arttı. Bankalar kaynaklı dış borç stoku, bir önceki aya göre yüzde 5,9 artarak 79,7 milyar dolar olarak gerçekleşirken, Merkez Bankası kaynaklı yükümlülükler ise, yüzde 9,3 azalarak 31,5 milyar dolar seviyesine indi.

Ocak ayı sonunda Türkiye özel sektörünün yurt dışından aldığı toplam kredi borcu önceki aya göre 5,2 milyar ABD doları artarak 177 milyar dolara yükseldi.

ŞUBAT’TA KONUT FİYATLARI ENFLASYONUN ÜZERİNDE ARTTI

Türkiye’de Şubat ayında konut fiyatları aylık enflasyonun üzerinde yükselirken, Ankara yıllık bazda üç büyük şehir arasında en fazla artış yaşanan il oldu. Fiyatlar reel olarak değer kaybetmeye devam ederken Ankara’daki reel kayıp diğer şehirlere göre daha az gerçekleşti.

TCMB tarafından hesaplanan Konut Fiyatları Endeksi’ne göre, (2023=100), Şubat’ta aylık yüzde 2,8 oranında artış gerçekleşti ve 170,5 seviyesine ulaştı. Endekste yıllık bazda nominal olarak yüzde 31,3 yükseliş görülürken, reel bazda yüzde 5,6 düşüş yaşandı.

KFE, Şubat 2025’te aylık yüzde 2,8 artarak yüzde 2,27 seviyesindeki aylık enflasyonu geride bıraktı. Endeks, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 31,3 yükseldi.

ELEKTRİKLİ VE HİBRİT ARAÇ SATIŞLARI İKİ KAT ARTTI

TÜİK’in Şubat ayına ait motorlu taşıt verilerine göre, geçtiğimiz ay trafiğe kaydı yapılan araç sayısı 136 bin 810 oldu. Geçen yılın aynı ayına kıyasla bu rakam yüzde 29,3’lük bir düşüş gösterdi. Elektrikli ve hibrit araçların satışlardaki payı geçen yıla oranla yaklaşık iki kat arttı. Türkiye genelinde trafiğe kayıtlı toplam araç sayısı ise 31 milyon 596 bin 522’ye ulaştı.

KARTLI ÖDEMELER YÜZDE 50 ARTTI

Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlarla Şubat ayında yapılan toplam ödeme tutarı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 50 artarak 1 trilyon 522,8 milyar lira oldu. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Şubat verilerine göre; Türkiye’de kredi kartı sayısı 131,2 milyon, banka kartı sayısı 196,9 milyon ve ön ödemeli kart sayısı 114,5 milyona ulaştı. Kredi kartı sayısı yüzde 9, banka kartı sayısı yüzde 3, ön ödemeli kart sayısı ise yüzde 25 artış kaydetti. Şubatta toplam kart sayısı 442,6 milyona ulaşarak geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10 arttı. Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlarla şubatta yapılan toplam ödeme tutarı da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 artarak 1 trilyon 522,8 milyar lira oldu.

MUTLULUK SIRALAMASINDA 94’ÜNCÜYÜZ

Dünya Mutluluk Raporu’nun 2024 yılı sonuçları açıklandı. Finlandiya, üst üste sekizinci kez dünyanın en mutlu ülkesi olarak birinci sırada yer aldı. Danimarka, İzlanda, Norveç ve İsveç gibi İskandinav ülkeleri de ilk 10’da kendine yer buldu. Raporda, Türkiye ise 94. sırada yer alırken, özellikle gençlerin sosyalleşme oranlarındaki düşüklük dikkat çekti.

FED FAİZİ DEĞİŞTİRMEDİ; ENFLASYON VE DÜŞÜK BÜYÜME UYARISI YAPTI

ABD Merkez Bankası (FED), beklentilere paralel şekilde faiz oranlarını değiştirmedi. Fed Başkanı Jerome Powell, gümrük tarifelerinin enflasyon ve ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin “geçici” olacağını belirtti. Bu açıklama piyasalarda olumlu bir etki yarattı.

Ancak, FED’in ekonomik tahminlerinde; kısa vadede yüksek enflasyona ve kısa/orta/uzun vadede düşük büyüme ve yüksek işsizliğe dikkat çekiliyor. Ayrıca, FED’in önümüzdeki üç yıl için beklediği ekonomik görünüm son 15 yılın en zayıfı.

BORSALARDAKİ DÜŞÜŞ EN DEĞERLİ ŞİRKETLERİN SIRASINI DEĞİŞTİRDİ

ABD borsalarında son haftalarda yaşanan sert değer kayıpları, dünyanın en değerli şirketleri sıralamasında önemli değişikliklere yol açtı. Özellikle teknoloji hisselerinde görülen satışlar, dev şirketlerin piyasa değerlerinin hızla gerilemesine neden oldu. 19 Mart itibarıyla Apple 3,2 trilyon dolar piyasa değeriyle birinciliğini korurken, NVIDIA üçüncü sıraya geriledi, Microsoft ikinci sıraya yükseldi. Tesla ise ilk 10’daki yerini kaybetti. Son iki hafta içinde, dünyanın en değerli 10 şirketinin toplam piyasa değeri 1 trilyon dolardan fazla eridi.

Dünyanın en değerli 10 şirketi 19 Mart itibarıyla şöyle

Apple — 3,195 trilyon $

Microsoft — 2,851 trilyon $

NVIDIA — 2,816 trilyon $

Amazon — 2,043 trilyon $

Alphabet (Google) — 1,969 trilyon $

Saudi Aramco — 1,675 trilyon $

Meta (Facebook) — 1,475 trilyon $

Berkshire Hathaway — 1,128 trilyon $

TSMC — 897,9 milyar $

Broadcom — 887,1 milyar $

1 Mart’taki listede Apple, 3,63 trilyon dolarlık piyasa değeriyle zirvede yer alıyordu. Onu 3,04 trilyon dolarla NVIDIA ve 2,95 trilyon dolarla Microsoft izliyordu. Amazon 2,24 trilyon dolarlık piyasa değeriyle dördüncü sırada bulunurken, Alphabet (Google) 2,08 trilyon dolarlık değeriyle beşinci sıradaydı. Tesla ve TSMC de ilk 10’da yer alıyordu.

KÜRESEL TİCARET 33 TRİLYON DOLARLA REKOR KIRDI

Küresel ticaret 2024’te 33 trilyon dolara ulaşarak tarihi bir seviyeye çıktı. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) Küresel Ticaret Raporu’na göre, ticaretteki bu artışın en büyük nedeni hizmetler sektöründeki yükseliş oldu. UNCTAD’ın analizine göre, küresel ticaret dinamiklerinde önemli bir değişim yaşanıyor.

Özellikle Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ekonomilere kıyasla daha iyi bir performans sergiledi. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar gelişmiş ülkeleri zor durumda bırakırken gelişmekte olan piyasalar güçlü ihracat ve iç taleple büyümesini sürdürdü. Raporda, Güney-Güney ticaretinin yani gelişmekte olan ülkeler arasındaki ticaretin küresel ticaretin ana itici gücü olmaya devam ettiği vurgulandı.

 

 “İNSANSI ROBOTLAR 4 YIL İÇİNDE YAYGIN OLARAK KULANILACAK”

Nvidia CEO’su Jensen Huang, insan benzeri robotların üretim tesislerinde yaygın bir şekilde kullanılmasının önümüzdeki beş yıl içinde mümkün olabileceğini belirtti.

İnsan benzeri robotların daha verimli bir şekilde hareket etmelerini sağlayacak yazılım araçlarının tanıtımında konuşan Huang, insan benzeri robotların ilk olarak fabrikalarda kullanılmasını beklediğini belirterek, şöyle dedği:

“Fabrikalar kontrollü bir alan sağladığı için ideal bir başlangıç noktası. Ayrıca robotların değerinin belirlenmesi oldukça kolay. İnsan robotunun kiralama maliyeti yaklaşık 100 bin dolar civarında olabilir, bu da oldukça mantıklı bir ekonomik iş modelidir.”

 

 

 

 

 

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.