Kitap Açıklaması
Söylem, düşüncenin biçem kazanması ile oluşur. Biçemin oluşmasında zaman başat bir değişkendir. Bu nedenle saat sorulduğunda geçmişe beş var diyen adam orta yaş krizine deva olma çabasındaki genç dilbere teslimiyetin hemen öncesinde zamanı durdurarak aşk olmasa bile aşka, vefa olmasa bile vefaya, sadakat olmasa bile sadakate dair kendince özgül bir söylem oluşturuyor.
Anlatı kişisi söylem oluştururken yazarın istediğine uygunluk taşır mı? Akla gelen taşıdığıdır. Oysa ben böyle düşünmemiştim ama karakter baskın çıktı; aldı başını gitti diyen yazarlar vardır. Bana doğru gelmiyor. Ancak yazarın anlatı kişisine söylem oluşturan bir işlevsellik kazandırması anlatı kişisinin kişilik özelliğinden bağımsızdır. Anlatı kişisinin oluşturduğu söylem roman akışının tarihin ruhu içinde mutlak doğru bir yerde kendine bir köşe bulur. Rastlantısal değildir.
Ve en önemli not; saat asla bozulmaz. Durur bazen. Gene de günde iki kez doğru zamana çıkarır insanın yolunu. Güzel Çağ romanlarının sayıca iki tane olması iki kez aynı zamanı imlemez mi? Doğru olan, gerçek olan zamanı..
Duran saat okur kitabı bitirdikten sonra işlemeye devam eder. Romancının başka bir romanı dokumaya başladığı an tam da bu andır!
Alaattin Topçu birbirini tamamlarken birbirinden ayrı düşmeyi göze alan iki romanında (Güzel Çağ I: Saat Durunca (Güzel Çağ II: Gerçek Soyununca) zamanın akışında bireysel düzlemde biçim bulan kaygının doğuşu, şekillenişi, dallanışı, yapraklara boğularak meyvesiz bir çokluğu nasıl da güzelleştirdiğini anlatıyor. Yazarken okuyucusu olmak istediğiniz okurken yazarı olmak isteyebileceğiniz romanların ortak bir paydası var mı?
Var. Gerçek ve zaman. Zaman durunca gerçek soyunur. Gerçek soyununca zaman durur. Birinden ötekine ancak sürekli olarak birinden ötekine savrulan insan romanlar boyunca kimi zaman arı iki yerde aynı zamanda var olurken ayrı zamanlarda tek bir gerçekliğin derininde zaman geçiriyorlar. Bunu sağlayan anlatı ve anlatının insan ruhunda bedenlenişi. Özgül, özerk; iddialı, yalın ama okurken sizin peşine düştüğünüz okuduktan sonra belleğinizde sizin peşinize düşen bir anlatı ırmağından söz ediyorum. Bu ırmağa düşen, kendince kıyılara vurdukça çoğalan taşlardan söz ediyorum; Güzel Çağ romanlarından…
-Yıldırım B. DOĞAN-