Dünya Ekonomik Forumu: Küresel ekonomide 2025 görünümü
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF - World Economic Forum) Baş Ekonomistler Genel Görünüm Raporu'na göre, küresel ekonomi 2025 yılında önemli zorluklarla karşı karşıya kalacak. Buna göre, özellikle küresel düzeyde yükselen kamu borçları ve siyasi belirsizliklerin etkisiyle, baş ekonomistlerin yüzde 56'sı koşulların zayıflamasını beklerken, yalnızca yüzde 17'lik bir kesim iyileşme öngörüyor ve bu durum "kilit bölgelerde artan belirsizliğe ve dünya genelinde ölçülü politika tepkilerine duyulan ihtiyaca" işaret ediyor. Baş ekonomistler ayrıca, küresel ticaretteki fragmantasyona (bölümlenme) dikkat çeken baş ekonomistler, ticaretin bölgeselleşmesinin artmasını ve ticaretin bileşiminde mallardan hizmetlere doğru kademeli bir kaymanın devam etmesini bekliyor.
Dünya Ekonomik Forumu Ekonomik Büyüme ve Dönüşüm Başkanı Aengus Collins, “Baş Ekonomistlerin son Genel Görünüm raporu, küresel ekonominin ciddi bir baskı altında olduğunu ortaya koyuyor” dedi ve ekledi:
“Büyüme görünümü son on yılların en zayıf seviyesinde ve iç ve dış siyasi gelişmeler ekonomi politikalarının ne kadar tartışmalı hale geldiğinin altını çiziyor. Bu ortamda, işbirliği ruhunu teşvik etmek her zamankinden daha fazla kararlılık ve yaratıcılık gerektirecektir.”
Ekonomide, parçalanma, genellikle farklı ülkelerde bulunan farklı tedarikçiler arasında bölünen üretimin farklı aşamalara göre düzenlenmesi anlamına geliyor. Farklı ülkelerdeki firmalar arasında ticareti yapılan ürünler, genellikle nihai ürünlerden daha çok, bileşenlerdir.
Küresel büyüme beklentilerindeki durgunluğa ek olarak, WEF Baş Ekonomistler Genel Görünümü dünyanın ekonomik bağlılığı üzerindeki baskıların arttığını ortaya koyuyor. Katılımcıların çoğu (%94) önümüzdeki üç yıl içinde mal ticaretinin daha da parçalanacağını öngörürken, yüzde 59'u hizmet ticaretinin de benzer bir yol izlemesini bekliyor.
Baş ekonomistlerin dörtte üçten fazlası işgücü hareketliliğinin önündeki engellerin artacağını öngörürken, neredeyse üçte ikisi teknoloji ve veri transferleri üzerindeki kısıtlamaların artacağına işaret ediyor. Finans sektörü bir istisna olarak öne çıkmaktadır; yarısından azı (%48) parçalanmada artış bekliyor ve bu da muhtemelen sınır ötesi finansal akışların modern ekonomilerdeki önemli rolünü yansıtıyor.
Bununla birlikte, yerel ve uluslararası siyasi gelişmeler, tedarik zincirinin yeniden düzenlenmesi ve güvenlik endişeleri büyük önem taşıyor. Bu değişimlerin önümüzdeki üç yıl içinde işletmeler ve tüketiciler için maliyetleri artırması olası görünüyor. İşletmelerin küresel ekonominin artan parçalanmasına verdikleri yanıtların tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmayı (%91), operasyonları bölgeselleştirmeyi (%90) ve çekirdek pazarlara odaklanmayı (%79) içermesi bekleniyor.
Baş ekonomistlerin neredeyse yarısı (%48) 2025 yılında küresel ticaret hacminde bir artış bekleyerek küresel ticaretin dayanıklılığının altını çiziyor. Bununla birlikte, büyük bir çoğunluk büyük güçler arasında ve daha geniş çapta ticaret gerilimlerinin yoğunlaşmasını bekliyor. Korumacılık, küresel ticaret modellerinde kalıcı değişikliklere yol açacak birincil faktör olarak tanımlanırken, çatışma, yaptırımlar ve ulusal güvenlik kaygıları da diğer önemli etkenler olarak öne çıkıyor. Katılımcıların yüzde 82'si önümüzdeki üç yıl içinde ticaretin daha fazla bölgeselleşeceğini ve mallardan hizmetlere doğru kademeli bir geçişin devam edeceğini öngörüyor.
Küresel büyümeye ilişkin beklentiler genel olarak durağan olmakla birlikte önemli bölgesel farklılıkları da içeriyor. ABD ekonomisinin 2025 yılında güçlü bir büyüme kaydetmesi ve başta Hindistan olmak üzere Güney Asya'nın da güçlü büyümesini sürdürmesi bekleniyor. Katılımcıların yüzde 74'ünün bu yıl zayıf veya çok zayıf büyüme öngördüğü Avrupa için görünüm kasvetli olmaya devam ediyor. Çin'in görünümü de zayıf kalmaya devam ediyor ve büyümenin önümüzdeki yıllarda kademeli olarak yavaşlayacağı öngörülüyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF), 2024 yılında yüzde 5,8 olan küresel enflasyonun 2025 yılında yıllık ortalama yüzde 4,3'e gerileyeceğini öngörüyor. Ancak, özellikle gelişmiş ve yükselen piyasa ekonomilerinde hizmet enflasyonu mal enflasyonundan daha yüksek olmaya devam ediyor. Baş ekonomistlere göre, çoğu bölgede ılımlı enflasyon bekleniyor, ancak ABD'de büyümenin kısa vadeli görünümündeki yükselişe enflasyon beklentilerinde önemli bir artış eşlik etti.
Baş ekonomistler, ABD politikasının önümüzdeki yıllarda küresel ekonomiyi önemli ölçüde etkilemesini bekliyor. Çoğunluğu (%61), bu etkiyi kısa vadeli bir kesintiden çok, uzun vadeli bir değişim olarak nitelendiriyor. Baş ekonomistler, özellikle Trump’ın yeniden seçilmesinin ardından, ABD’de yeni yönetim altında ticaret, göç, deregülasyon, mali, sanayi ve dış politikalarda önemli değişiklikler bekliyorlar. Büyük çoğunluk, özellikle enflasyon ve kamu borçları düzeylerinde artışların yanı sıra, borsa kazançlarında da yükselişler öngörüyor.
Baş ekonomistlere göre aynı zamanda, küresel ekonomik manzara giderek daha fazla parçalanıyor. Bu durum özellikle, baş ekonomistlerin yüzde 94'ünün önümüzdeki üç yıl içinde daha fazla parçalanma beklediği mal ticaretinde odaklanıyor. Önemli bir çoğunluk da işgücü hareketliliği ile teknoloji ve veri transferinin önündeki engellerin artmasını bekliyor. Jeopolitik rekabetler ve iç politika tercihleri, mevcut parçalanma eğilimlerinin temel itici güçleri olarak öne çıkarken, siyasi ve ekonomik faktörler arasındaki etkileşimlerin artan önemini vurguluyor.
Küresel ticaretteki fragmantasyona dikkat çeken baş ekonomistler, ticaretin bölgeselleşmesinin artmasını ve ticaretin bileşiminde mallardan hizmetlere doğru kademeli bir kaymanın devam etmesini bekliyor.
Genel olarak, gelişmiş ekonomiler hizmet ticaretinden gelişmekte olan ekonomilere kıyasla daha fazla yararlandıklarına da dikkat çeken, baş ekonomistlerin çoğu ekonomik kalkınmanın itici gücü olarak hizmetlerin artan önemine işaret ediyor. Küresel ekonomik manzarada fragmantasyon giderek daha fazla hız kazanıyor. Bu durum özellikle, baş ekonomistlerin yüzde 94'ünün önümüzdeki üç yıl içinde daha fazla parçalanma beklediği mal ticareti için geçerlidir.
Önemli bir çoğunluk da işgücü hareketliliği ile teknoloji ve veri transferinin önündeki engellerin artmasını bekliyor. Jeopolitik rekabetler ve iç politika tercihleri, mevcut parçalanma eğilimlerinin temel itici güçleri olup, siyasi ve ekonomik faktörler arasındaki etkileşimlerin artan önemini vurguluyor.
WEF baş ekonomistleri, artan fragmantasyonun temel etkisinin, tüketiciler ve işletmeler için maliyetlerde artış olasılığının olduğunu vurguluyor. İklim değişikliği gibi küresel zorluklar konusunda işbirliğinin de daha zor hale gelmesi bekleniyor. Baş ekonomistler, küresel manzaradaki bu değişimlere karşılık olarak, çok uluslu şirketlerin tedarik zincirlerinde değişiklikler ve organizasyonel yeniden yapılandırmalar da dahil olmak üzere bir dizi uyarlamayla yanıt vermesini bekliyor.
Önümüzdeki yıllarda ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı dinamiklerinin yoğunlaşmasını beklediklerini vurgulayan baş ekonomisteler, bununla birlikte ticaret hacimlerinin artmaya devam edeceği de beklentiler arasında. Baş ekonomistler arasında korumacılığın önümüzdeki üç yıl içinde ticaret kalıplarında kalıcı değişikliklere yol açacağı konusunda görüş birliği bulunurken, çatışma ve ulusal güvenlik kaygıları da değişimin önemli etkenleri olarak vurgulanıyor.
Daha köklü bir eğilim ise ticaretin bileşiminin mallardan hizmetlere doğru kademeli olarak kaymasıdır ve katılımcıların yüzde 82'si bunun önümüzdeki üç yıl boyunca devam etmesini bekliyor. Mal ihracatının değeri hala hizmet ihracatının yaklaşık üç katıdır, ancak hizmetler biraz daha hızlı büyüyor. Mal ihracatının değeri 2009 ve 2023 yılları arasında yüzde 89 artarak 23,8 trilyon dolara ulaşırken, hizmet ihracatı yüzde 116 artarak 7,9 trilyon dolara yükseldi. Ekonomilerin derinleşen dijitalleşmesi, son yıllarda hizmet ticaretinin büyümesinde önemli bir itici güç oldu ve dijital olarak sunulan hizmetlerin ihracatı neredeyse dört kat artarak en hızlı büyüdü.
Görünüşe göre, hizmet ticaretine doğru kademeli geçiş gelişmiş ekonomilere fayda sağlama eğilimindedir. Mal ticaretinin değeri gelişmekte olan ve gelişmiş ekonomiler arasında kabaca eşit olarak bölünürken, hizmet ticaretinin yaklaşık üçte ikisi gelişmiş ekonomilerle ilişkilidir. Bununla birlikte, ankete katılan baş ekonomistlerin yarısından biraz fazlası (%51) hizmetlerin kalkınma için mal ihracatından daha önemli hale gelmesini bekliyor. Bunun bir nedeni, küresel istihdam ve üretimde tarım ve sanayinin toplamından daha büyük bir paya sahip olan hizmetlerin göreceli istihdam yoğunluğu olabilir.