10 Ocak 2025

DAHA ÇOK SORUMLULUK DAHA AZ PLASTİK

daha-cok-sorumluluk-daha-az-plastik

Projenin Adı: Kazdağları ve Edremit Körfezinde Pestisit Kullanımı Kaynaklı Plastik Kirliliğinin Katılımcı Yönetimi (Daha Çok Sorumluluk Daha Az Plastik)

Proje Yürütücüsü (Kurum): Yurttaşlık Derneği

Proje Destekçileri: Çanakkale Yerel Kalkınma Derneği (ÇAYEKA), Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği, S. S. Çanakkale Troia Kadın Girişimi Üretim İşletme Koop., S.S. Çanakkale Üretim ve Pazarlama Koop. (ÇAKOP), Balıkesir Gömeç Belediyesi

Uygulama Yeri: Çanakkale ve Balıkesir Edremit Körfezi

 

Bu projeye neden ihtiyaç vardı?

Çanakkale ve Edremit Körfezi, yani Kaz Dağları havzası önemli bir tarım bölgesidir. Ülkemizin gıda ihtiyacının bir bölümü ve gıda ihracatımızın önemli bir kısmı bu bölgede üretilmektedir. Bu bölge, bir yanıyla yoğun pestisit kullanımına maruz kalan diğer yanıyla organik ve/veya onarıcı tarım yapma girişimlerinin yaygın olduğu bir coğrafyada yer almaktadır.

Yüksek tarım potansiyeli yanında önemli bir turizm bölgesi de olan havzada son yıllarda giderek artan maden ve fosil enerji üretim tesisleri büyük ve geri dönülmez bir tahribata neden olmakta ve bu konuda bölge sakinleri arasında ciddi bir duyarlılık ve tepkiye yol açmaktadır. Gerek büyük şehirlerden buraya gelerek doğal tarım yapan girişimcilerin yarattığı ekolojik bilinç, gerekse ihracat ürünlerine uygulanan izleme ve denetim, sağlıklı gıda üretimi konusunda bölgede de belirli bir etkiye yol açmış olsa da yüksek girdi maliyetleri ve diğer ekonomik faktörler bu hassasiyetlerin sürekli ertelenmesine neden olmaktadır.

Ayrıca Çanakkale Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün 2018 yılından bu yana Çanakkale ili içinde lokal olarak yürüttüğü “Zirai İlaç Atıklarının Toplanarak Bertaraf Edilmesi” projesi tarımsal üreticiler arasında belirli bir etkiye yolaçmıştı ve bu girişimin, yöredeki etki ve sonuçlarını analiz etmek ve verimliliğini artırmak için yeni öneriler geliştirmek önem taşıyordu.

Bütün bu verilerin ışığında, sağlıklı gıda ve yaşanabilir bir çevre için daha az plastik ve pestisit kullanımı konusunda havza sakinlerinde bir davranış değişikliğine yol açmak ve ilgili kamu kurumlarını bu yönde yaptıkları girişimleri güçlendirmek ve kalıcılaştırmak için bu içerikte bir projenin yararlı olacağını düşündük.

 

Sizi kişisel olarak bu işi yapmaya neler motive etti? (Bu projeyi neden hazırladınız?)

Bu kişisel bir proje değil kolektif ve kurumsal bir çalışma. Tarımda kullanılan plastik atıkların yönetimi konusu, Derneğimizin yürüttüğü Kamu Politikalarında Yurttaşın Sözü (2019-2022) projesi içinde Kaz dağları havzasında biraraya gelen yurttaşların ve sivil girişimlerin sorun alanı olarak tanımladıkları ve çözüm üretmeye çalıştıkları bir temaydı. Bu çalışma içinde bu sorunun tüm taraflarıyla görüşmeler ve etkinlikler yaparak stratejik ve kalıcı bir ilişki ağının zeminini oluşturmaya çalıştık. Bu hedefimizde de ciddi bir ilerleme sağlayabildik.

Kamu Politikalarında Yurttaşın Sözü projesi biterken GEF SPG’nin Plastik Azaltım çağrısından haberdar olunca, havzadaki arkadaşlarla birlikte bu çağrıya başvurma ve çalışmayı daha ileri bir noktaya taşıma fikri oluştu. Projenin içeriğinin oluşturulması, yazımı ve bütçelendirmenin her aşaması havzadaki arkadaşlarımızla birlikte yapıldı. Böylece hem bir önceki projenin izleme ve değerlendirme çalışmasını yapabilmeyi hem de bu havzada oluşturulan sivil ağ’ın müdahale gücünün desteklenmesine devam etmeyi hedefledik.

Projenizin amaçları nelerdi? Projenin asıl amacı, havzada tarımsal üretimde kullanılan pestisit ambalajı ve sair plastik kirliliğini azaltma hedefiyle alternatif, katılımcı ve yerel bir atık yönetim modelinin tüm paydaşlarla birlikte tasarlanmasını ve uygulamaya geçirilmesiydi. Bu amacın gerçekleştirilmesi için Kazdağları ve Edremit Körfezindeki pestisit ambalaj atığı yönetimi ile ilgili mevzuat ve uygulama konusunda paydaş katılımının güçlendirilmesi ve yeni taktikler / müdahale olanaklarının geliştirilmesini hedefledik.

Bu hedeflere, ulusal ve uluslararası düzeyde  yaptığımız araştırma, inceleme ve görüşmeler sonucunda daha çok inandık. Çünkü kimi ülkelerde değişik model ve yöntemlerle bertaraf edilmeye çalışılan tarımsal plastik atığın azaltılması ve bertarafı/geri kazanımı doğrultusunda ülkemizde yerleşik ve yaygın bir yönetim modeli bulunmamaktaydı. Bu konuda ancak il ve ilçe ölçeğinde, farklı kurumların öncülüğünde yürütülen tekil uygulama pratikleri mevcuttu. Oysa, dünyada 56 farklı konteyner sistemi ile agroplastik atıkların toplanması ve geri kazanımı gerçekleştirilmekteydi. Özellikle Almanya ve Fransa gibi bu çalışmaya 20 sene başlayan ülkelerde çok yüksek oranda toplama sağlanmakta ve bunların bir kısmı da yeniden işleme alınarak 2. el plastik üretiminde kullanılmakta. Özellikle Brezilya gibi pestisit kaplarının geri toplanarak yeniden kullanımına dayalı döngüsel sistemler plastik azaltımı açısından başarılı örnekler oluşturmakta. Bu sistemlerin sürdürülebilmesinin en önemli zemini, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu çerçevesinde bütün paydaşların sorumluluğuyla yürütülmesi ve kamu idaresi tarafından da çeşitli düzeylerde desteklenmesi ve denetlenmesidir.

 

Projenizde katılımcılığı nasıl tanımlarsınız? Proje uygulamaları sırasında ilgi gruplarını katmak için neler yaptınız?

Havzadaki ilgili taraflar ve kişilerin, kurum. Dernek, kooperatif ve sivil girişimlerin doğrudan katılım ve müdahilliğinin artırılması, yöredeki paydaşlarla stratejik ve kalıcı ilişkilerin kurulması, derneğimizin bütün çalışmalardaki temel ilkelerinden biridir. Bu nedenle proje mimarisi oluşturulurken daha önceki çalışmalarda temas edilen kurum, kuruluş ve sivil girişimlerin bu çalışmaya dahil edilmesi için özel çaba sarfedildi ve bu çabalar sonucunda projenin mimarisi, biri belediye olmak üzere beş yerel ortağı tarafından tasarlandı.

Bunlar: S. S. Çanakkale Troida Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi (TROİDA),  Çanakkale Yerel Kalkınma Derneği (ÇAYEKA), Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği (GSYD), S.S. Çanakkale Üretim ve Pazarlama Kooperatifi (ÇAKOOP) ve Balıkesir Gömeç Belediyesi.

Uygulama aşamasına geçildiğinde, öncelikle ilgili kamu kurumlarının taşra teşkilatlarının yetkilileriyle görüşmeler ve işbirliği yönünde faaliyetler yürütüldü. Havzadaki ilgili sivil toplum örgütleri ve girişimleriyle temas sağlandı ve çalışmaya ilişkin bilgiler ayrıntılı bir biçimde aktarılarak, projeye destekçi/katılımcı olmaları için çaba sarfedildi. Projenin kabul edilmesinden sonraki süreçte, gerek proje çalışanlarının gerekse mümkün olan tüm tedarikçilerin havza içinden sağlanması için çalışma yürütüldü. Tek tek ya da küçük gruplar halinde yüzyüze ve çevrimiçi iletişim ağları yaratıldı. Daha önceki çalışmalarda kurulan stratejik ilişkiler genişletilerek bu çalışmaya dahil edildi. Saha çalışması içinde, anket ve yarı yapılandırılmış görüşmeler kanalıyla 500’ü aşkın üretici, kooperatif, uzman, zirai ilaç bayii ve meslek odasıyla ilişki kuruldu. Bütün ilişki ve çalışmalarımızda kadınların ve gençlerin katılımı öncelikli olarak gözetildi.

Projenizin en önemli çıktıları ve sonuçları nelerdi? (Projeniz kurumların uygulamalarına destek verdi mi? Birey ve kurumların kapasitelerinin artmasını sağladı mı? Politika veya mevzuat geliştirmeye yönelik çıktıları oldu mu?)

  • Proje planında Çanakkale’nin 3 ilçesinde toplam 18 köyden en az 250 çiftçi/üretici ile anket yapılması öngörülmüştü. Ancak hem saha çalışmalarına (destekçi kurumlar, stajyer öğrenciler ve proje saha sorumlularının) katılımın  yüksekliği, hem de anket çalışmasının köyler dışında ilçe pazarlarında ve üretici kahvehanelerinde de yapılması, ankete katılma isteğini, dolayısıyla da tamamlanan anket görüşmesi sayısını, pilot/test görüşmeleri de dahil 624’e yükseltti. Sonuç olarak, 143 farklı köyden, toplam 594 anket, uygun ve geçerli şekilde tamamlandı.
  • Anket ve derlenen veriler işlendi ve ön değerlendirilmesi ilgili taraflarla paylaşıldı.Saha Araştırma RaporuEkim 2023’te tamamlanarak kamuoyuna sunuldu. Rapor, yerel ve ulusal basına gönderildi, derneğin sosyal medya hesaplarından yaygınlaştırıldı. Havzadaki illerin TBMM tüm milletvekillerine ve havzada milletvekili olmayan partilerin çevre komisyonlarındaki milletvekillerine e-posta yolu ile iletildi.
  • Proje yürütücüsü ve ortakları açısından bu çalışma sürecinde ciddi bir kapasite gelişimi yaşandı.. Yurttaşlık Derneği’nin konunun bütün taraflarıyla kurduğu ilişkiler kalıcı ve güvene dayalı bir işbirliğine dönüşme potansiyeline erişti. Proje sürecinde yapılan çalışmalar, bundan sonra yürütülecek faaliyetler açısından hem bir örnek hem de bir prototip olarak görülmeye başladı. Proje destekçilerinden Çanakkale Yerel Kalkınma Derneği ve Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği, bütün çalışma boyunca etkin bir katılım ve katkı sağladılar ve çalışmanın yerelleşmesi ve kalıcılaşmasında önemli bir rol oynadılar. Bu projenin de etkisiyle Çanakkale Yerel Kalkınma Derneği ve Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği’nin kurumsal ve operasyonel kapasitesinde gözle görülür bir artış kaydedildi. Nitekim ÇAYEKA, bu proje sürecinden edindiği uygulama ve kamu-sivil toplum işbirliği deneyiminden hareketle Çanakkale'de afet risk yönetiminde yerel idareye toplumsal katılımı hedefleyen büyük çaplı bir hibe teklifi hazırlayarak projelendirdi. ÇAYEKA’nın hazırladığı proje teklifinde Yurttaşlık Derneği de partner olarak yer aldı.

 

  • Proje ortaklarından olan Gömeç Belediyesi ise imzaladığı bir protokolle bu çalışmayı pilot bir uygulamayla kendi yöresinde gerçekleştirmeyi ve giderek tüm havzada yaygınlaştırmayı mutabakat altına aldı. Mutabakat görüşmelerine, Gömeç Belediye Başkanı, Zirai İlaç Üreticileri Derneği (ZİMİD) Başkanı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Küresel Çevre Fonu Küçük Destek Programı (SGP-GEF) Ulusal Koordinatörü ile Kozaklı Tarım, Çanakkale Yerel Kalkınma Derneği (ÇAYEKA), Yurttaşlık Derneği ve proje saha sorumluları katıldı ve bu toplantı sonunda bir Ön Mutabakat Belgesi hazırlandı.[1] Varılan ön mutabakat sonucunda, 29 Eylül 2023 tarihinde Gömeç Belediyesi ile Kozaklı Tarım arasında bir mutabakat imzalanması sağlanarak, havzada pestisit kapları ve tarımda kullanılan diğer plastiklerin toplanıp geri kazandırılmasına yönelik pilot uygulamanın ilk adımı atılmış oldu.
  • Bunların dışında video üretimi için yapılan çekimler sonucunda, üç dakikalık dört adet video üretildi. Bu çekimler sürecinde eldeki malzeme ile bilgilendirici bir fotoğraf sergisinin yapılabileceği düşünülerek ekte bulunan fotoğraf sergisi üretildi ve fotoğraflar bütün toplantılarda, köy buluşmalarında sergilendi: https://www.facebook.com/hydturkiye/videos/905675521128788

[1]Mutabakat İmza Törenine, ZİMİD yetkilileri katılmaktan son anda vazgeçerek pilot uygulamadan çekildiler. Bu durum ve öncesindeki çalışmalar bir mektup ile ZİMİD’in içinde yer aldığı Crop Life merkezine iletildi ancak bir yanıt alınamadı.

Saha çalışmalarına paralel olarak üretilen video-röportajları aşağıdaki linklerden izleyebilirsiniz.

Pestisit Ambalajı ve Plastik Atık Sorununun Katılımcı Yönetimi İçin Kalıcı İşbirliklerine Doğru Pestisit Ambalajı ve Plastik Atık Sorununun Katılımcı Yönetimi İçin Üreticiler Ne Diyor - 1 Pestisit Ambalajı ve Plastik Atık Sorununun Katılımcı Yönetimi İçin Üreticiler Ne Diyor - 2 Tarımsal Atık Yönetiminde Gömeç'te Pilot Uygulama

  • Pestisit ambalaj atıklarını yönetimi konusunda tarafların bilgilendirilmesi ve davranış değişikliğine yönlendirme konusunda çalışma yürütülmesi için föy, broşür ve afiş basımı dışında görsel ve işitsel ürünler üretildi. Proje hazırlık aşamasında yapılan saha araştırmaları ve dünya Türkiye iyi örnekleri ve mevzuat taramasından çıkan veri ve sonuçlar iki aşamalı olarak yayına dönüştürüldü.

            2. Aşamada, pestisit ve plastiklerin insan sağlığına ve doğaya zararları ve bu zararların nasıl minimize edilebileceğini anlatan el ilanları hazırlanarak bastırıldı. Bu ilanlar bütün toplantılarda, köy buluşmalarında, fotoğraf sergilerinde ve çocuk atölyelerinde dağıtıldı.

Sizce projenin yöre halkına / bu konunun gelişmesinde katkıları neler oldu?

Çalışmalar, yöre halkında özellikle de tarımsal üreticilerde pestisitin zararları ve pestisit ambalajlarının tehlikeleri konusunda farkındalığın artmasına yolaçtı. Merkezi ve yerel kamu idarelerinde tarımsal alanda kullanılan plastik ve pestisit ambalajlarının toplanması konusundaki sorumluluklarının ve çalışmaların daha da güçlenmesi ve verilerin kamuoyuyla paylaşılması konusunda kısmi şeffaflık sağlandı. Yöre halkının düzenlenen toplantı, atölye ve sergilere katılımları sağlanarak hem kamu idaresi üzerindeki  etkisi güçlendirildi hem de ilgili konuda davranış değişikliği eğilimi güçlendirildi.

Bu çalışma içinde gerçekleştirdiğimiz Fotoğraf Sergisi içinde yer alan üreticilerden birkaçının sözleri şöyle:

  • Siz bir de konteyner olmayan yerleri görseniz! - Hüseyin Girgin, Üretici
  • Komşunun çocuğu tarım ilacı kutusundan su içtiği için vefat etti. İsmail Çaycıoğlu, Üretici
  • İlaç satan firmaların depozito uygulaması yapması sorunu büyük ölçüde çözer. İsmail Gürses, Üretici, Çanakkale İl Genel Meclisi Üyesi
  • İlaçlar ne kadar zararlıyla ambalajları da o kadar zararlı. Başka bir tarıma geçmek zorundayız. İslam Bulut, Üretici
  • Köylülerimizle toplantılar yaparak bu proje kapsamında herkesi bilinçlendirmek istiyoruz. Mert Uygun, Bayramiç Belediye Başkanı
  • Satışını yapanlar geri toplayabilirler. Mahide Savran, Üretici
  • Doğayı korumak çiftçilerimizle birlikte çalışarak mümkün. M. İrem Himam, Gömeç Belediye Başkanı
  • Ben bahçemde hiç ilaç kullanmıyorum ama açık kanallardan kullandığım sular zehirli ilaç kapları ile kirlendiği için benim ürünlerim de zehirleniyor. Sevinç Özkaya, Üretici.

Sizce projenizin yenilikçi (daha önce Türkiye’de uygulanmamış) yanları nelerdi?

1 Ekim 2022’de başlayan ve bir yıl süren bu çalışma, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu çerçevesinde, havzada tarımsal üretimde kullanılan pestisit ambalajı ve sair plastik kirliliğini azaltma hedefiyle alternatif, katılımcı ve yerel bir atık yönetim modelinin tüm paydaşlarla birlikte tasarlanmasını ve varolan uygulamaların güçlendirilmesini amaçlamaktaydı.Bu çalışmanın  özgünlüğü, tarımsal alanda kullanılan plastik atık yönetiminin sorumluluğunu, plastik ve pestisit üreticisinden dağıtıcısına, kamu kurumlarından yerel yönetimlere kadar tüm paydaşlara genişletmeyi hedeflemesidir. Bütün dünya örnekleri ve uygulamaları, atık yönetiminin “tüketen öder” mantığıyla çözülemeyeceğini, ancak döngüsel ve katılımcı bir modelle sorumluluğun tüm taraflara paylaştırılarak maksimum faydanın sağlanabileceğini göstermektedir. Çalışma sonucunda Gömeç Belediyesi, Kozaklı Tarım A.Ş (yöredeki en büyük zeytin işletmesi) ve Derneğimiz arasında imzalanan Mutabakat Belgesiyle bir yörede pilot bir uygulamaya karar verilmesi özgün ve yaygınlaştırılabilir bir çalışma olarak önemliydi.

Diğer bir yenilik, agroplastik atık konusunda çalışma yürüten bütün merkezi-yerel kamu idarelerini, pestisit üreticilerini, yerel ve ulusal düzeydeki STK ‘ları ve tarımsal üreticileri aynı masa etrafında toplamak ve tecrübe ve sorunların birbirine aktarılmasına zemin hazırlamak oldu. Bunun yanında bu konuda uluslararası düzeyde çalışma yapan kimi ülkelerle ve kuruluşlarla temas kurarak bu sorunun küresel yönünü görünür hale getirmek diğer yenilikçi bir yöntemi ortaya çıkardı.

Projeniz sonucunda gönüllük (karşılıksız katılım ve destek) ve/veya kadınlara katkı sağlayan önemli çıktılara veya hikayelere ulaştınız mı? Onlardan kısaca bahsediniz lütfen. [Proje uygulayıcıları dışında birinin görüşü veya bir sözü varsa lütfen yazınız!]

Gerek proje ekibimizin oluşturulmasında gerekse saha araştırmalarında kadınların maksimum düzeyde katılması önemsendi. Bu duyarlılığımız projenin bütün aşamalarında da dikkatle gözetilerek büyük bir oranda gerçekleştirildi.

2023’ün yaz aylarında gerçekleştirilen köy buluşmalarında kadınların etkinliklere katılımını kolaylaştırmak için her buluşma paralelinde çocuk atölyeleri de düzenlendi. Toplantı davetli listelerini oluştururken kadınların katılımına azami özen gösterildi. Gerek fotoğraf sergisinde gerekse de videolarda kadınların yer almasına özel olarak dikkat edildi.

Proje ekibimizdeki kadın oranı yüzde 50’dir. Paydaş toplantısına katılanlar içindeki kadın oranı yüzde 33 civarındadır. Gömeç panelinde 50 katılımcının 16’sı, 2. Paydaş Toplantısı’nda 59 kişinin 24’ü, gençlik atölyesinde 15 kişinin 12’si ve Gülpınar buluşmasında 25 katılımcının 16’sı kadınlardı.

Çanakkale 18 Mayıs Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencileri bütün saha araştırması boyunca çalışmalara gönüllü olarak katıldıkları gibi diğer etkinliklere de dersleri ve uğraşları elverdiği ölçüde katılım sağladılar. En son 24-25 Kasım 2023[1] tarihinde yapılan değerlendirme toplantımız içinde bir gençlik atölyesi düzenleyerek plastiksiz bir gelecek için projeler ürettiler, Çalışmalar boyunca öğrendiklerini okullarına ve çevrelerine taşıdılar.

Proje ile ilgili karşılaştığınız en önemli sorunlar neler oldu? Bu sorunları nasıl çözdünüz?

  • Çalışma sürecinde karşılaştığımız sorunlardan biri, zehirli/kimyasal tarım ilacı (pestisit) üretici ve dağıtıcı firmaların bu çalışmaya katılımı konusundadır. Projenin başlangıç döneminde pestisit sektörünün mesleki örgütü olan ZİMİD ile ilişki kurulmuş, çalışmaları hakkında bilgi alınmış, çeşitli etkinliklere katılımı sağlanmıştır. Ancak Gömeç Belediyesi ve Kozaklı Tarım ile yapılan pilot uygulama mutabakat görüşmesine katılan ZİMİD Yönetim Kurulu Başkanı, bu protokolün imzalanma sürecinde, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu çerçevesinde bir mutabakat sağlanmasından geri çekilmeyi tercih etmiştir. Oysaki pestisit atık yönetimi için önemli olan sektör bileşenlerinin Avrupa ve dünya örneklerinde olduğu gibi bu sisteme katılması hatta bu sistemi domine etmesi kritik bir gerekliliktir. Önümüzdeki dönemde bu sektörün ülkemizdeki  temsilcisi olan kuruluş ve şirketlerle tek tek görüşmek ve bu sisteme katılmaları için ikna etmek önemli bir faaliyet başlığıdır.
  • Benzer lokasyonda ve konularda çalışan kuruluşların öncelikle bu havzada/konuda daha önce yapılan çalışmaları derlemesi, bu çalışmalar içinde yer alan kurum ve kuruluşlarla temas kurması ve bu çalışmaların sonuçlarının bilgisine sahip olarak; bu bilgiler ışığında projeler tasarlaması çok önemlidir. Aynı konuda farklı zamanlarda gündeme getirilen çalışmaların birbirini tekrar ediyor olması yöredeki aktörler açısından umutsuzluk yaratabilmektedir. Bunun için öncelikle hedef alandaki/konudaki bütün çalışmaların ve tarafların envanterinin çıkarılması iyi bir başlangıç olabilir.
  • Hedeflenen konularda uluslararası ve ulusal iyi örneklerin ve çıktıların önceden öğrenilmesi, konunun bütün taraflarının çıkar ve beklentilerinin ölçülmesi, farklı yerlerdeki aktörlerin birbiriyle ilişkilendirilmesi, tarafların yabancılaşma ve yalnızlık duygusunu aşma konusunda yararlı olabilir ve çalışma motivasyonunu artırabilir.
  • Küçük projelerin yürütülmesinde en önemli handikaplardan biri, kamu idaresi ile sivil toplum arasındaki iletişim/etkileşim imkanlarının giderek daralmasıdır. Maalesef ülkemizde kamu idaresi ile sivil toplum arasındaki diyalog ve etkileşim her geçen gün azalmakta ve giderek kopma noktasına doğru ilerlemektedir. Seçimle iş başına gelen yerel idareler, merkezi kamu idarelerine oranla, sivil toplumla  diyaloğa daha açık görünmektedir. Benzer biçimde havza/yöre ölçeğinde tasarlanan çalışmalar, hedeflere daha başarılı oranda ulaşmaktadır. Bu handikapı aşmak için merkezi kamu ve yerel kamu idareci ve yetkililerini sık sık ziyaret ederek ve ulusal ve uluslararası kurumlar arasında bilgi transferini sağlayarak mekik diplomasisi yürüttük. Bu yöntem kimi kurumlarda olumlu sonuçlara yolaçtı. Ama kimi kurumlarda hiç çalışmadı.  

[1]Burhaniye Ören Tezmadra Otel’de yapılan toplantıda Çanakkale Tarım İl Müdürlüğü, Çanakkale Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir Gömeç Belediyesi, Çanakkale Bayramiç Belediyesi, Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği, Çanakkale Üniversitesi Ziraat Fakültesi, BM Kalkınma Programı Küresel Çevre Fonu (UNDP SGP-GEF) Türkiye, TEMA Vakfı, Greenpeace Akdeniz, Buğday Derneği ve TOMRA Collection gibi kurumlardan temsilcilerin yanı sıra yöredeki üretici kurum ve kuruluşlardan, ekoloji örgütleri ve yurttaşlardan oluşan 59, Gençlik atölyesinde 15 katılımcı yer aldı.

Proje sırasında işlerinizi kolaylaştıran önceden düşünülmemiş gelişmeler oldu mu?

Proje süresince ortaklarımız ve destekçilerimizin çalışmaya katılım ve  sahiplenme düzeyi hayli yüksek oranda gerçekleşti. Gömeç Belediyesi, çalışma konumuzda bir pilot uygulama yapabilmek için gerek yöre belediyeleriyle gerekse tarımsal üretici firma ve pestisit bayileriyle yoğun bir temas kurdu. Proje destekçilerimizden olan ÇAYEKA ve GSYD, çalışmanın her aşamasında gerek insani katılım gerekse lojistik olanaklarını açarak kolaylaştırıcı ve geliştirici bir rol üstlendiler, diğer yandan bu çalışma proje ortağı derneklerin kendi örgütsel ve operasyonel kapasitelerin artmasını ve bölgedeki yerel ilişkilerinin güçlenmesini sağladı. Paydaşlarla yapılan toplantılarımıza bütün destekçilerimiz katılırken üye ve ilişkilerinin de bu toplantılara katılımı için azami çaba gösterdiler. Üretici buluşmalarına ve çocuk atölyelerine katılım, fotoğraf sergisi ve videoların çekim çalışmalarında aktif rol aldılar.

Hedef ilgi gruplarının başında gelen yöredeki tarımsal üreticiler, projenin ilk aşamasındaki saha araştırması sürecinden proje sonuna kadar bütün çalışmalarımıza katılım konusunda samimi bir ilgi gösterdiler. Proje metninde 250 üretici ile anket düşünülürken, bu sayının gerek destekçi derneklerin sahiplenmesi gerekse çiftçilerin yoğun ilgisi nedeniyle 600 kişiye ulaşması bu ilginin bir göstergesi sayılabilir.

Projeyi şimdi değerlendirdiğinizde uzun dönemli etkilerini nasıl görüyorsunuz?

İlk saha çalışmaları sırasında görüldü ki, üretici ve tüketicilerin ve yöredeki sivil girişimlerin bu konudaki farkındalık ve duyarlılıkları yüksek. Kısa dönemde değilse de orta ve uzun vadede gerek pestisit kullanımı gerekse tarımda kullanılan plastiklerin azaltımı ve atıkların bertaraf ve ayıklanması konusunda önemli bir kazanım yaratılabilir. Bizim uzun vadeli hedefimiz plastik atıkların maksimum oranda geri dönüşüme tabi tutularak hem kirliliğin azaltılması hem de  katma değer yaratılmasıdır. Bu hedefimize ulaşmak için bu çalışma önemli bir zemin hazırlandığıını düşünüyoruz. Ama gerek pestisit kullanımı gerekse plastik kullanımı ve bunların toplanması maalesef çok küresel bir sorun ve bu denli makro bir sorunun bir aşama katedebilmesi için hem merkezi ve yerel kamu idarelerinin ciddi bir çalışma yapması hem de davranış değişikliğinin oturması için belirli bir zaman gerekiyor. Burada en önemli diğer faktör, plastik ve pestisit üretici ve satıcılarının bu konuda sorumluluk alması olarak görünüyor. Hemen hemen bütün ülkelerde tarımsal plastiklerin ve pestisit ambalajlarının toplanması ve geri kazanımı ancak kamu idaresinin denetim ve teşviği ile pestisit ve plastik üreticilerinin kurdukları sistemlerle yürütülüyor. Maalesef bizim ülkemizde bu sistem yürütülemiyor. Pestisit üreticileri için bu konuda zorlayıcı bir mekanizma veya kamu iradesi belirgin olarak görünmüyor. Ancak gerek FAO gerekse diğer uluslararası gıda kuruluşlarının yönlendirme ve etkileri ulusal düzeyde bu yönde uygulamalara yol açabilir ve ilgili kamu bakanlığının ve pestisit firmalarının bu yönde pilot uygulamalar yapmaya hazırlandığını biliyoruz.

Sadece toplama ve bertaraf etmeye dayansa da 2017 yılında Çanakkale kamu idaresinin başlattığı döngüsel olmayan konteyner sistemi, ilerleyen yıllarda Muğla, Denizli ve Samsun illerinde de uygulanmaya başlanmış. Bunun yanında Antalya, Balıkesir ve İzmir Büyükşehir Belediyelerinin pilot uygulamalarla başlattığı yarı döngüsel toplama ve geri kazanım sistemleri umut verici gelişmeler. Bu uygulamaların önümüzdeki süreçte giderek artacağı ve yaygınlaşacağı yönünde aldığımız duyumlar da bu umudumuzu güçlendiriyor.

Projenizin devamını / sürdürülebilirliğini nasıl sağladınız?

Agroplastik konusunda yaptığımız çalışmalar proje sonrasında da devam ediyor. Özellikle yerel seçimler sonrasında Gömeç Belediyesindeki pilot uygulamanın gerçekleştirilmesi için görüşmelerimiz sürüyor. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin bu yönde çalışma yapmak istediklerini öğrenerek buraya ilişkin hazırlıklarımız devam ediyor. Bozcaada ve Gökçeada ile ilgili girişim ve görüşmeleri sürdürüyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bu yönde bir görüşme yapmak için çalışıyoruz. Çanakkale İl Tarım Müdürlüğü ile burada uygulanan konteyner sisteminin yarı döngüsel bir sisteme dönüştürülmesi için görüşme ve ilişkilerimizi sürdürmeyi hedefliyoruz. Proje bitimi sonrasında görüştüğümüz FAO merkezinin ilgili birimiyle bir yuvarlak masa toplantısı yapmaya hazırlanıyoruz. Kaynak ve bilgi-belge arayışımız sürüyor.

Havzadaki bu çalışmaların ilgili bakanlıklar ve yasa yapıcılara taşınarak, gerekli ulusal düzenlemelerin  yapılması için çalışma yürütülmesi ve tüm bu çalışmaların FAO gündemine de taşınarak uluslararası mevzuat ve çalışmalarla ilişkilendirilmesi orta vadeli hedeflerimiz olarak yer almaktadır.

Sizin ve kurumuzun bölge / konu için hedefleri neler? Bu proje, amaçlarınıza ulaşma yolunda size ne tür katkılar sağladı?

Kurumumuzun bölge ve konu için hedefleri uzun dönemli ve kalıcı ittifaklar geliştirme ve oluşturulacak sivil ağ’ı sürdürülebilir kılmaktır. Bunun için yöredeki sivil toplum kuruluşlarıyla ve özellikle gençlerle her aşamada yakın temas ve işbirliği içinde çalışmaya özen gösterilmektedir. Şimdiden havzada her konuda birlikte çalıştığımız kurumlar, sivil toplum örgütleri ve girişimler mevcuttur ve bu kuruluşların gelecek dönem etkinlikleri için mentörlük ve güçlendirme çalışmalarını sürdürmeyi planlıyoruz. Bu proje ile yerel dinamiklerle birlikte pestisit kullanımının ve plastik kullanımının azaltılmasını, plastik atıklarının döngüsel ve genişletilmiş bir sorumluluk çerçevesinde giderek artan oranda geri dönüşümün sağlanmasını hedefliyoruz.  

Projenizin başarılı sonuçlarını görmek sizin için ne anlam ifade ediyor?

Projemizin başarılı ve sürdürülebilir sonuçlarını görmek Derneğimiz için büyük önem taşımaktadır. Biz Dernek olarak yaptığımız bütün çalışmalarda hibe alınan bir projeyi tamamlayarak başka projelere yönelmek yerine ilişki kurulan kişi ve kurumlarla sonuç alıcı ve geleceğe taşınan stratejik bir ortaklık yaratmayı vazgeçilmez bir yol/yöntem olarak değerlendiriyoruz. Bunun için gücümüz oranında ve gerçekleştirilebilir hedefler koymayı ve bunları maksimum ölçüde yerine getirmeyi hedefliyoruz ve bunları yapabildiğimiz ölçüde kendimizi mutlu ve başarılı sayıyoruz.

Proje süresince sizi duygulandıran, heyecanlandıran, güldüren olaylar olduysa paylaşır mısınız lütfen? Proje süresince ve sonrasında bizi en çok etkileyen gelişmelerin başında havzadaki kurum kuruluş ve kişilerle kurduğumuz ilişkilerdeki samimiyet ve kalıcılık oldu. İlk ilişkilerde karşımıza çıkan ve bizi çok üzen, projecilik, hibe Sıkıcılılığı gibi güvensizlik olgusunu çalışmalar içinde büyük ölçüde aşmayı başarmak bizi çok mutlu eden olguların başında gelmektedir. Bu başarıda Derneğimizin 30 yılı aşan çalışmalarının etkisi yanında, proje tasarımımızın gerçekçi ve sahici olmasının da önemli bir payı olduğunu düşünüyoruz. Yöredeki insanlarla her fırsatta yüzyüze görüşme yapmanın, her türlü etkinlik konusunda herkesi ve her kurumu önceden ve sonrasında bütün ayrıntılarıyla bilgilendirmeye özen göstermenin, her zaman erişilebilir olmanın, hedefleri ulaşılabilir ve gerçekleştirilebilir somut ölçeklerde koyabilmenin, her aşamada herkesi dinlemeye, anlamaya ve katılıma önem vermeye gayret etmenin, her zaman iyi işlere ve iyi iletişime yol açacağı ilkesiyle çalışmak ve bunun sonuçları görmek bizi her zaman duygulandırmakta.

Kurum ve Kişi Bilgileri:

Kısaca kendiniz ve kurumdaki görevinizden bahseder misiniz lütfen?

İsmim Yaşar Kanbur Yurttaşlık Derneği’nin yürüttüğü çalışmalarda saha ve proje koordinatörü olarak çalışıyorum.

 

Kısaca kurumunuz hakkında bilgi verir misiniz? Yurttaşlık Derneği, temel hak ve özgürlükler, barış, demokrasi, çoğulculuk alanlarında çalışma yapan bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz, temel hak ve özgürlükler, barış, çoğulculuk, yurttaşlık ve demokratikleşme alanlarında çalışmalar yürütür. Uluslararası sözleşmelerde de ifade edilen onurlu bir yaşam, hukukun üstünlüğü ve adalet kavramlarını temel alır. Hesap veren, şeffaf ve katılımcı kamu idaresi; toplumsal cinsiyet eşitliği; toplumsal dokuyu, barışı, şehirleri ve gezegeni koruyan bir ekonomi; çatışma ve sorunların barışçı yöntemlerle çözülmesi gibi ilkelerin benimsenmesi ve yaygınlaştırılmasını hedefler. Gezegenin son döneminde ortaya çıkan ekolojik ve yaşamsal gelişmeler, sağlıklı bir çevre ve sağlıklı yaşam nosyonunu da temel bir yurttaşlık hakkı olarak Derneğimizin gözardı edilmez çalışma konusu haline getirmiştir.

Okuyucularımıza bir mesajınız var mı? Biraz klişe olacak ama “Sağlıklı bir çevre ve yaşanabilir bir dünyayı ancak müşterek konularda hep birlikte müdahil olarak yaratabiliriz.”

*Bu röportaj SGP GEF Doğal Öyküler kitabı için hazırlanmıştır.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.